BÜLTENİMİZE ABONE OLUN |
TARİH | : | 18.10.2018 | |
SAYI | : | 42152853-125-E.15948 | |
KONU | : | Gemi İnşasında müşterilerin ulaşım, konaklama, yemek ve haberleşme gierlerinin safi kurum kazancından düşülmesi |
İlgi: .....
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin gemi inşası ve tamir bakım onarımı konularında faaliyet göstermekte olduğu, imalatın her aşamasını izlemek ve yapılan imalatı kontrol etmek amacıyla gemi sahibi müşterilerinizin adına armatör temsilcilerinin tersanenizdeki misafir odalarında veya otellerde konaklamakta olduğu, bu kişilerin konaklama giderlerinin de sözleşme ve sektördeki teamül gereği şirketiniz tarafından karşılanmakta olduğu, armatör temsilcilerinin konaklaması için idari işlere ait binanızın bir katının misafir odaları olarak düzenlendiği ancak söz konusu odaların yeterli olmadığı durumlarda armatör temsilcilerinin otelde konaklamalarının sağlandığı, bu kişilerin konaklamalarıyla ilgili ulaşım giderleri ile konaklamaları süresince haberleşme, yemek vb. giderlerin de tersaneniz tarafından karşılandığı, konaklamaların sürelerinin imalat veya tamir işinin süresine bağlı olarak değişmekle birlikte birkaç haftadan birkaç yıla kadar uzayabilmekte olduğu, armatör temsilcilerinin imalat veya tamirata ilişkin armatörlere verdikleri bilgilere paralel olarak da tersanenizin avans ödemesi alabilmekte olduğu, tersanenizin yukarıda belirtilen mahiyetteki giderlerini vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alıp almayacağı hususunda Defterdarlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38. maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safı kazancın tespitinde indirilebileceği belirtilmiştir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi Kanununda sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denebilir. Yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için,
Söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması,
İşin önemi ölçüsünde yapılması,
Giderlerin kazancın elde edilmesine yönelik olması,
Karşılığında bir iktisadi kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete girecek giderlerden olmaması,
Kanunen kabul edilmeyen giderler arasında yer almaması
gerekmektedir. Bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat" başlıklı 3. maddesinin (B) fıkrasında; "İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun "İspat edici kağıtlar" başlıklı 227. maddesinde ise, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, söz konusu kayıtların ise aynı Kanunun 229. ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biriyle tevsik edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla, şirketiniz tarafından yürütülen gemi inşası ve tamir bakım onarımı faaliyetlerinde, imalatın her aşamasını izlemek ve yapılan imalatı kontrol etmek amacıyla gemi sahibi müşterileriniz adına gelen armatör temsilcilerinin şirketinizce karşılanan konaklama, yemek, haberleşme ve ulaşım vb. giderlerinin, iş ile ilgili olması, işin önemi ölçüsünde yapılması ve kişisel ihtiyaçlar kapsamında keyfi olarak yapılan harcamalar olmaması ve Vergi Usul Kanununun 229. ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
|
Yazdır |
Para Birimi | Döviz Alış | Döviz Satış | Efektif Alış | Efektif Satış |
USD | 34.3333 | 34.3951 | 34.3093 | 34.4467 |
EUR | 36.2766 | 36.3419 | 36.2512 | 36.3964 |
GBP | 43.4323 | 43.6587 | 43.4019 | 43.7242 |
Online | : | 8 | |
Bugün | : | 11.454 | |
Bu Ay | : | 215.166 | |
Bu Yıl | : | 4.098.873 | |
Toplam | : | 38.916.934 |