BÜLTENİMİZE ABONE OLUN |
İşverenler, zaman zaman çalışanların aldıkları raporların gerçekliğinden şüphe duyabilmektedirler. Nadir de olsa bazı durumlarda çalışanlar istedikleri izinlerin verilmemesi veya aldıkları izinleri bir süre daha uzatmak gibi amaçlarla gerçeğe aykırı sağlık raporları alarak işe gelmeme şeklinde hareket edebilmektedirler. Çalışma hayatında gerçeğe aykırı sağlık raporunun tespiti ve sonuçları önem arz ettiğinden, bu konuda aşağıdaki hususların dikkate alınmasında yarar görülmektedir:
1- Söz konusu raporların gerçekliğinden şüphe edildiğinde, Sağlık Bakanlığı tarafından 30.09.2019 tarih ve 23642684 - 010.04-1618 sayılı Makam Olur’u ile aynı tarihte yürürlüğe konulan; “Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge”nin “İstirahat raporlarına itiraz işlemleri” başlıklı 37. maddesinde yapılan açıklamaların izlenmesi gerekmektedir.
Nitekim, söz konusu maddeye göre, alınan raporla ilgili olarak tereddüte düşülmesi halinde, öncelikle çalışanın, Yönerge’nin eki olan “Ek-12 Hakem Hastane Listesi (https://shgmsgudb.saglik.gov.tr/Eklenti/43924/0/ek-12-hakem-hastane-listesi-ilk-itiraz-merci.pdf)” içerisinde yer alan ve bulunduğu yere en yakın aynı veya üst roldeki bir sağlık hizmet sunucusuna sevk edilerek gereken işlemlerin yapılmasının istenilmesi gerekmektedir. Ancak, söz konusu sevk işlemi, doğrudan işveren tarafından değil, İtiraz dilekçesi ve sağlık (istirahat) raporunun tasdikli bir örneği ile raporu düzenleyen kurumun bulunduğu yer ya da çalışanın ikamet ettiği ilin İl Sağlık Müdürlüğü’nce yapılmalıdır. Hakem hastaneye sevk edilen kişi sevk yazısı ile ilgili hastaneye doğrudan müracaat edecektir.
2-Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkındaki Yönerge’nin 43. maddesine göre, raporlara itiraz süresi 30 gündür.
3-İtiraza konu istirahat raporunu düzenleyen hastane Hakem Hastane Listesi’nde yer alıyorsa, çalışan, listede yer alan aynı veya üst roldeki en yakın başka bir hastaneye sevk edilecektir.
4-Hakem hastanenin sağlık kurul kararı kesindir. Bu karara itiraz edilemez.
5-Raporlara itirazlar hakem hastane tarafından dosya üzerinden incelenebileceği gibi, gerekli görülmesi halinde ilgili çalışan muayene edilmek üzere de çağırabilir. Ancak değerlendirme yapılması ve karar verilmesi birkaç ay sürebileceğinden, raporun gerçekliğinden ve doğruluğundan şüphe edilmesi halinde geç kalınmaksızın itiraz başvurusu yapılmalıdır.
6- İşçinin sağlık sorunları nedeni ile doktordan rapor alması, bu raporun sahte olduğu kanıtlanmadıkça yasal bir mazeret olarak kabul edilir, başka bir anlatımla çalışanın olumsuz bir davranışı olarak değerlendirilemez.
Bununla birlikte, işçinin dinlenmesi gereken raporlu günlerde başka aktiviteler içinde yer alması; örneğin tatile gitmesi, yaptığı paylaşımlardan işçinin aslında hasta olmadığı, plajda tatil kıyafetleri ile paylaşımda bulunduğunun tespiti halinde, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2. maddesi kapsamında “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” haline bağlı olarak iş akdinin tazminatsız olarak feshedilmesi mümkün olabilecektir.
7-Sağlık raporlarına itiraz halinde ortaya çıkacak giderler itirazda bulanan kişi veya kurumca karşılanacaktır.
Yargıtay’ın konu ile ilgili görüşü;
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin konu ile ilgili;
06.07.2017 tarih ve 2016/17532 E, 2017/12196 K sayılı kararında;
“davacının istirahat raporu aldığı dönemde Giresun iline gittiği ve orada plajda tatil kıyafetleri ile çekilmiş fotoğraflarını paylaştığı, bu durumun, kullanılan istirahat raporunun gerçeğe aykırı olduğunun açık delili olduğu ve raporlu olduğunu bildiren işçinin raporun aksine tatile gitmesi doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu”
11/01/2021 tarih ve 2018/5003 E, 2021/159 K sayılı kararında;
‘’Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ve iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıkları, arkadaşının sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün davacı ile birlikte Karadeniz turuna çıktıklarını yazdığı, davacının işbu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığı, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu, davacının seyahatinin turizm amaçlı olduğu açıkça ortadadır. Davacı savunmasında da bu durumu kabul etmiştir. Bu delil durumu karşısında, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalıdır’’
09.12.2019 tarih, E. 2016/9899, K. 2019/21877 sayılı kararında da;
“Dosya içinde davacının bu tarihlere ait devamsızlık tutanakları yanında 07.04.2015 tarihinde ve bu tarih için geçerli olmak üzere tıp merkezinden aldığı rapor bulunmaktadır. Yine davacının devamsızlıklarına ilişkin 08.04.2015 tarihli savunma yazısında, izin talep ettiği ancak işverenin git rapor al, izin vermeyiz şeklinde söylendiğini, bu nedenle işe gelmediğini açıkladığı, dava dilekçelerinde ise 07.04.2015 tarihinde rahatsızlığı nedeni ile işe gelmediği haksız olarak iş akdinin fesih edildiği beyan edilmiştir. Yine dosya içerisinde davacının sosyal medya paylaşımlarında; 04.04.2015 tarihinde arkadaşının düğününe katıldığına ilişkin görsellerin altında davacı ... arkadaşı arasında geçen konuşmada; davacıya hitaben" sana izin vermediler ki hoş senin izne ihtiyacın yok", dendiği, davacının ise " ben o işi hallettim" dediği, "doktor amcan mı halletti" sorusu üzerine davacının " yok abi bende amcam var, Ankara’da savcı" şeklinde yazışmalar olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu sosyal medya yazışmaları ve davacının işverene verdiği savunmanın birlikte değerlendirilmesi neticesinde 07.04.2015 tarihli alınan raporun sıhhatli olmadığı, geçerli kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.”
Şeklinde kararları bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Yargıtay, yukarıda belirtilen gerekçelerle işverenin İş Kanununun 25/2. maddesi kapsamında iş sözleşmesinin haklı nedenle feshini de hukuka uygun bulmuştur.
Cezai yaptırım durumuna gelince;
Sahte sağlık raporu düzenlemenin, raporu düzenleyen doktor açısından cezai yaptırımı da bulunmaktadır, Nitekim, TCK 210. Maddesinde, bu sorumluluk aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
“Madde 210- (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.”
Madde metninin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi, anılan madde hükümleri gereğince sağlık mesleği personelinin işlediği belgede sahtecilik suçları, özel veya kamu ayrımı olmaksızın resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre değerlendirilmektedir.
Sonuç itibariyle, gerçeğe aykırı olarak alınan 1 veya 2 günlük istirahat raporlarının hakem hastaneye gönderilerek sonuç alınabilmesinin işveren açısından kolay olmadığı açıktır. Nezle, grip vb. teşhislerle alınan raporlar hakem hastane sürecinde kolaylıkla iyileşme süreci tamamlandığı gerekçesi ile istenilen sonuca ulaşmayabilir. Ancak, sağlık raporunu suiistimal ettiği düşünülen bir işçi hakkında bu yasal yolun kullanılması işçi açısından caydırıcı olabilecektir. Öte yandan, sürekli rapor alan bir çalışanın öncelikle savunmasının alınması, raporun gerçekliğinin sorgulanması da gerçek dışı rapor almanın önünü önemli ölçüde engelleyebilecektir. Ayrıca raporu veren doktorun sorumluluğu, ceza alması durumunda mesleğini icra edemeyecek hale gelebilecek olması da sahte rapor olayının ne denli önemli sonuçları olabileceğini ortaya koymaktadır.
Av. Aktan GÜLBENK
|
|||
Yazdır |
Para Birimi | Döviz Alış | Döviz Satış | Efektif Alış | Efektif Satış |
USD | 34.3128 | 34.3746 | 34.2888 | 34.4262 |
EUR | 36.4642 | 36.5299 | 36.4387 | 36.5847 |
GBP | 43.9178 | 44.1468 | 43.8871 | 44.2130 |
Online | : | 5 | |
Bugün | : | 2.181 | |
Bu Ay | : | 154.965 | |
Bu Yıl | : | 4.038.672 | |
Toplam | : | 38.856.733 |