Pratik Bilgiler
  • 2024 İş Kanunu İdari Para Cezaları
  • 2024 SGK İdari Para Cezaları
  • Amortisman Sınırı
  • Arızi Kazançlara İlişkin İstisna
  • Asgari Geçim İndirimi
  • Asgari Ücret Maliyeti
  • Asgari Ücret Tutarları
  • Beyanname Verme ve Ödeme Süreleri
  • Bilanço Esasında Defter Tutma
  • Damga Vergisine Tabi Kağıtlar-DV Oranları
  • Dava Açma Süreleri
  • Değer Artış Kazançları İstisnası
  • Dernek Kanunda Uygulanan Cezalar
  • Emlak Vergisi Değeri Yıllık Artış
  • Emlak Vergisi Oranları
  • Emzirme ve Cenaze Ödeneği
  • Engelli İndirimi Tutarları
  • Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırma
  • Fatura Kullanma Mecburiyeti
  • Gecikme Zammı Oranları
  • Geçici Vergi Oranları
  • Gelir Vergisi Tarifesi
  • Genel Bildirim ve Süreler
  • İhbar Önel Süreleri
  • İŞ KANUNU İLE İLGİLİ TÜM YÖNETMELİKLER
  • İşsizlik Sigortası Primleri
  • Kapıcı Özet Maaş Hesabı
  • Kıdem Tazminatı Tavanı
  • Kira Stopaj Oranı
  • Mesken Kira Gelirlerinde İstisna Tutarı
  • Ödeme Emrine İtiraz
  • Özel Sağlık ve Emeklilik Katkı Payı
  • Reeskont ve Avans Uygulanan Faizi Oranları
  • SGK Eksik Gün Nedenleri
  • SGK İstisna Yemek, Çocuk, Aile Yardımı
  • SGK İşten Çıkış Kodları
  • SGK Primine Tabi Olan ve Olmayan Kazançlar
  • SGK Taban ve Tavan Ücretleri
  • Tahakkuktan Vazgeçme Sınırı
  • Tecil Faiz Oranları
  • Ücretlerde Damga Vergisi
  • Veraset ve İntikal Vergisi Oranları
  • Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
  • VUK da Kanuni ve İdari Süreler
  • Yeniden Değerleme Oranları
  • Yıllar İtibariyle Asgari Ücretler
  • Yıllık Ücretli İzin Süreleri
  • Yurt Dışına Çıkış Yasağı
  • Yurt İçi Gündelikler
  • Yurtdışı Gündelikler

  • BÜLTENİMİZE ABONE OLUN


    Aydınlatma Metnini okudum, e-posta adresimin bülten aboneliği kapsamında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlenmesini ve e-posta almayı kabul ediyorum.

    Faktoring şirketi tarafından Vergi Usul Kanunu dışındaki Kanunlara göre ayrılan karşılıkların giderleştirilmesi hk.

      T.C.
    GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
    İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
    Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
     

     

      TARİH : 02.09.2013
    SAYI : 11395140-105[323-2012/VUK-1- . . .]-1389
    KONU : Faktoring şirketi tarafından Vergi Usul Kanunu dışındaki Kanunlara göre ayrılan karşılıkların giderleştirilmesi hk.

     

    İLGİ: …

    İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde sayılı şartlara uygun alacaklar için şüpheli alacaklar hesabınızda; bu maddeye uygun olmayan tahsil edemediğiniz alacaklar için ise Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerince Alacakları için Ayrılacak Karşılıklara ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ uyarınca karşılık ayırdığınız, karşılık ayrılan bu alacakların içinde müşteri, cirolar ve kefillere karşı tüm yasal takipler yapılmasına rağmen tahsiline imkan kalmayan alacakların bulunduğu belirtilerek, bu alacakların aktif toplamınızı gereksiz yere yükselttiğinden bahisle süresi 1 yılı aşan anılan madde ve tebliğ kapsamında karşılık ayrılan alacakların bilanço hesabından çıkartılarak nazım hesaplarda takip edilmesi ve bu alacaklara ilişkin tahsilat yapılması durumunda bilanço hesaplarına geri alınıp ilgili gelir hesabında kayda alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesinde "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

     

    1. Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

       

    2. Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

    şüpheli alacak sayılır.

    Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.

    Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.

    Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.

    Bu madde hükmünden anlaşıldığı üzere bir alacağın şüpheli hale gelebilmesi için alacak dava veya icra safhasında bulunmalı ya da yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklardan oluşmalıdır.

    Diğer taraftan, bir alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması için işletme kayıtlarına hasılat olarak girmesi veya ticareti yapılacak mal veya hizmetin maliyetiyle ilgisi olması gerekir.

    Ayrıca, 284 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde 323 üncü maddede düzenlenen dava veya icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklarla ilgili olarak alacağın ilgili yılın kayıtlarına bir gelir unsuru olarak girmiş bir başka ifade ile hasılat kaydedilmiş ve katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmiş olması gerektiği açıklanmıştır.

    Şüpheli alacak karşılığı ayırıp bunu gider kaydetme imkânının sadece ticari ve zirai işletmelere tanınmış olmasının nedeni ticari ve zirai kazançlarda, elde etmenin tahakkuk esasına bağlanmış olmasıdır. Bunun sonucu olarak, ticari ve zirai işletme bünyesinde satılan mal ve hizmetin bedeli henüz tahsil edilmeden hasılata intikâl ettirilmekte ve dönem kârının oluşumunu etkilemektedir. Satış bedeli veya hasılatın henüz alacak aşamasında iken kârın hesaplanmasında dikkate alınmış olması, sonradan bunların işletme tarafından tahsilinin şüpheli hale gelmesi durumunda dönem kârının fazla hesaplanması sonucunu doğuracaktır. Bu durumun giderilmesi için, alacağın işletmeye girme ihtimalinin kaybolduğu anda zarar yazılması zorunludur. Kısaca, şüpheli alacağın zarar kaydı, kazanç tespitindeki tahakkuk esasını düzenleyen bir esastır. Buna göre, şüpheli alacağın karşılık ayrılarak zarar yazılabilmesi için kârın oluşumunu etkilemiş, yani daha önce tahakkuk esasına göre hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerekmektedir.

    Ayrıca, anılan maddede değişiklik yapan 2365 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin gerekçesinde ise "...Karşılık ayrılmak suretiyle, zarara intikal ettirilecek alacağın ticari ve zirai faaliyetin elde edilmesi veya idamesi ile ilgili olması, diğer bir şekilde ifade ile alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş bulunması gerekmektedir...." ifadesine yer verilmiştir.

    Bu açıklamaya göre şüpheli alacak ayrılmak istenen tahsil edilemeyen alacağın öncelikle hasılat hesaplarına girmiş olması gerekmektedir. Bu durumda işletmenin sonuç hesaplarını etkilemeyen, yani daha önce kârın teşekkülünü etkilememiş bir alacağın karşılık ayrılarak zarar yazılması mümkün değildir.

    Yukarıda yapılan açıklamalara göre, hasılat kaydedilmeyen alacaklara şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmadığından, faktoring şirketlerinin hasılat kaydetmedikleri alacakları için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün değildir.

    Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

    193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanun'un 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hüküm altına alınmıştır.

    Buna göre, tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecek olup Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir.

    Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesi gereğince ayrılan karşılıklarınızı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendine göre gider olarak indirim konusu yapmanız mümkün bulunmakta olup Vergi Usul Kanunu dışındaki mevzuata göre yani "Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerince Alacakları için Ayrılacak Karşılıklara ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" uyarınca ayırdığınız karşılıkları, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir. Şayet kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınmış ise bu tutarın kanunen kabul edilmeyen gider olarak geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamelerinize ithal edilmesi gerekmektedir.

    Bilgi edinilmesini rica ederim.




    Bu özelgeyi arkadaşıma göndereyim

    Bu pratik bilginin yazıcınızdan çıktısını alabilirsiniz. Tıklamanız yeterli.Yazdır

    28 Aralık 2024, Cumartesi
    2024-12-28 günü 15:30 da açıklanan
    Para BirimiDöviz AlışDöviz SatışEfektif AlışEfektif Satış
    USD35.136835.200135.112235.2529
    EUR36.613436.679436.587836.7344
    GBP43.948644.177743.917844.2440

    > AYLIK DÖVİZ KURLARI TABLOSU
    Site İstatistikleri
       Online : 19    
       Bugün : 11.487    
       Bu Ay : 355.323    
       Bu Yıl : 4.620.972    
       Toplam : 39.439.033    
    Tüm Hakları Saklıdır 2013 GÜLBENK MÜŞAVİRLİK - Adres: Mustafa Kemal Mah. 2155. Sk. Nep Office 4 K:2 D: 9-10 Çankaya ANKARA Tel : 0(312) 223-6314 Faks : 0(312) 223-5985
    Sitemizde yayınlanan yazılar aktif link vermek kaydı ile yayınlanabilir.
    free stats