2013-07-23
Bankalar tarafından yapılan promosyon ödemelerinin kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hk
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü |
|
|
TARİH |
: |
23.07.2013 |
SAYI |
: |
64597866-125[6-2013]-105 |
KONU |
: |
Bankalar tarafından yapılan promosyon ödemelerinin kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hk. |
İLGİ: …
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, bankacılık faaliyetleriniz kapsamında ticari kazancın idamesi amacına yönelik olarak müşteri sayısını arttırmak için kamu kurumları, ticaret şirketleri, kamu menfaatine yararlı dernekler ve vergi muafiyeti tanınan vakıflar, diğer dernek ve vakıflar, devlet üniversiteleri ve özel üniversiteler gibi kurumsal müşterilerinizle çalışanlarının maaşlarının bankanız vasıtasıyla ödenmesini teminen "ücret protokolleri" yapıldığı, bu protokoller uyarınca verilecek bankacılık hizmetlerinin yanı sıra "promosyon" adı altında nakdi mali imkanlar sağlandığı belirtilerek söz konusu promosyon ödemelerinin;
- Bankanızca kurumsal müşteri farkına bakılmaksızın (kamu kurumu, ticaret şirketi, vakıf, dernek vs.) doğrudan personel hesaplarına aktarılması,
- Kamu menfaatine yararlı dernek ve vergi muafiyeti tanınan vakıf statüsünde olan müşterilerinize bağış makbuzu karşılığında doğrudan aktarılması,
- Müşterinizin sözleşmede belirlediği bir derneğe ya da vakfa (kamu menfaatine yararlı dernek veya vergi muafiyeti tanınan vakıf statüsünde olsun ya da olmasın) bağış makbuzu karşılığında aktarılması,
- 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa tabi olan üniversite statüsündeki müşterilerinizle yapılan maaş protokollerinde, üniversite personeline değil de üniversiteye bağış makbuzu karşılığında aktarılması
durumunda bu ödemelerin kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile indirimin mümkün olması halinde ise bankanızca verilecek bankacılık hizmetlerinin süresi belirlenmiş olduğundan yapılan promosyon ödemelerinin tek seferde mi yoksa "dönemsellik ilkesi" gereği sözleşme süresine bağlı olarak mı indirim konusu yapılacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ise ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde indirim konusu olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
Bankaların maaş protokolleri ile promosyon ödemelerindeki amaç, kurum personelinin maaşlarının belirli bir süre bankada bulunması, kendilerinden maaş alan personele kredi temin etme, kredi kartı verme, havale ve EFT işlemlerinin yapılması gibi bankacılık işlemlerinin bankalarında gerçekleştirilmesini sağlamak ve hesaplardaki atıl parayı kullanmak suretiyle ticari faaliyetlerini genişletmek ve ticari kazançlarını artırmaktır. Ancak, promosyon amaçlı verilen bedellerin kurum kazancının tespitinde gider olarak değerlendirilebilmesi için işin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olmasının gerekeceği tabiidir.
Diğer taraftan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 285-298 inci maddelerinde "Bağışlama Sözleşmesi"ne ilişkin açıklamalar yapılmış olup "A.Tanım" başlıklı 285 inci maddesinde ise bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlar arası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Oysaki söz konusu promosyon ödemeleri, karşılıksız olarak değil kurum personelinin maaşlarının bankada bulunacağı sürede bankanın elde edeceği gelir beklentisine karşılık yapılmaktadır.
Öte yandan, ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesinde ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Ayrıca "Dönemsellik" kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek, hasılat, gelir ve karlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadırlar.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, ticari kazanç elde edilmesi ve idamesine yönelik olarak müşteri sayısını arttırmak için muhtelif kurumlarla, çalışanlarının maaş ödemelerine ilişkin yapmış olduğunuz maaş anlaşmalarının Kurumlar Vergisi Kanununun uygulanmasında, mevduatların ve kredi hacminin arttırılması amacıyla yapılan pazarlama harcaması niteliğinde kabul edilmesi gerekmekte olup promosyon ödemelerinin doğrudan çalışanlara, bu kurumlara veya kurumların talimatıyla bağış makbuzu karşılığında bir derneğe ya da vakfa yapılması bu ödemelerin "pazarlama ve satış gideri" niteliğini değiştirmeyecektir.
Dolayısıyla, maaş anlaşmaları karşılığında bankanızca yapılan işin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip promosyon ödemeleri, kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında, anlaşmaların sürelerine bağlı olarak ilgili oldukları dönemler itibarıyla, gider olarak dikkate alınabilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.