2019-04-18
Dar mükellef kurumun %5 vergi indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı
TARİH |
: |
18.04.2019 |
SAYI |
: |
62030549-120[Mükerrer 121-2018/654]-E.319336 |
KONU |
: |
Dar mükellef kurumun %5 vergi indiriminden yararlanıp yararlanamayacağı |
İlgi: .................
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, firmanızın
'da uluslararası trafikte gemi işletmeciliği faaliyeti ile uğraştığı, Türkiye'de dar mükellef olarak vergilendirildiği,
A.Ş.'nin acente sıfatıyla şirketinizin Türkiye'de temsilcisi olduğu ve şirketinizin tüm vergi ve yasal yükümlülüklerini yerine getirdiği, şirketiniz adına tespit edilen tüm eksik yükümlülüklere ilişkin ceza ve ihbarnameler
A.Ş. adına düzenlendiğinden herhangi bir vergi borcunuzun bulunmadığı belirtilerek Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121. maddesine yer alan vergi uyumundan yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda tereddüt edildiği anlaşılmış olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Mükerrer 121. maddesinde; "Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.
Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;
1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),
2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),
3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,
şarttır..."
hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 301 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklamalara yer verilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 22. maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellef kurumların iş yeri veya daimi temsilci vasıtasıyla elde ettikleri kazançlarının tespitinde, aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümlerin uygulanacağı; ikinci fıkrasında ise dar mükellefiyete tabi kurumların ticari veya zirai kazançlar dışında kalan kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların tespitine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, ancak bu kazanç ve iratların Türkiye'de yapılmakta olan ticari veya zirai faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edileceği, 24. Maddesinde kurumlar vergisinin mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı, beyannamenin ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerdiği, her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için beyanname vereceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun "Tarhiyatın Muhatabı, Tarh Zamanı ve Tarh Yeri" başlıklı 28. maddesinde, "Dar mükellefiyete tabi yabancı kurumların vergisi, bunlar hesabına Türkiye'deki müdür veya temsilcileri; müdür veya temsilcileri mevcut değil ise kazanç ve iratları yabancı kuruma sağlayanlar adına tarh olunur..." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 8. maddesinde;
"
Aynı maddede yazılı daimi temsilci, bir hizmet veya vekalet akdi ile temsil edilene bağlı olup, onun nam ve hesabına muayyen veya gayrimuayyen bir müddetle veya müteaddit ticari muameleler ifasına yetkili bulunan kimsedir.
Aşağıda yazılı kimseler, başkaca şartlar aranmaksızın temsil edilenin daimi temsilcisi sayılırlar.
1. Ticari mümessiller, tüccar vekilleri ve memurları ile Ticaret Kanunu'nun hükümlerine göre acenta durumunda bulunanlar;
2. Temsil edilene ait reklam giderleri hariç olmak üzere, giderleri devamlı olarak kısmen veya tamamen temsil edilen tarafından ödenenler;
3. Mağaza veya depolarında temsil edilen hesabına konsinyasyon suretiyle satmak üzere devamlı olarak mal bulunduranlar.
Bir kimsenin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi, daimi temsilcilik vasfını değiştirmez."
hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin tüm vergi ve yasal yükümlülükleri ile adınıza tespit edilen tüm eksik yükümlülüklere ilişkin ceza ve ihbarnamelerde
A.Ş. muhatap olarak alınmakla birlikte Kurumlar Vergisi Kanununun 28. maddesi hükmü gereği bu işlemlerin tamamı şirketiniz hesabına yapıldığından ve verginin mükellefi de şirketiniz olduğundan, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121. maddesinde yer alan şartların sağlanamaması halinde şirketinizin söz konusu vergi indiriminden yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.