2014-04-14
Dövizli çek cinsinden olan alacaklarını 20.. yılında iflas masasına yazdıran şirketin 20.. yılında şüpheli ticari alacak karşılığı ayırıp ayıramayacağı ve kur değerlemesi yapıp yapayacağı hk.
|
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) |
|
|
TARİH |
: |
14.04.2014 |
SAYI |
: |
95462982-105[VUK.ÖZLG-13-54]-112 |
KONU |
: |
Dövizli çek cinsinden olan alacaklarını 20.. yılında iflas masasına yazdıran şirketin 20.. yılında şüpheli ticari alacak karşılığı ayırıp ayıramayacağı ve kur değerlemesi yapıp yapayacağı hk. |
İLGİ: …
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden, ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi numaralı mükellefi olduğunuz, üç adet dövizli çek bedeli karşılığı ... TL. alacağınızın bulunduğu ... A.Ş.'nin ...20.. tarihinde iflasına karar verildiği, söz konusu alacakların avukatınız tarafından ..20.. tarihinde iflas masasına yazdırıldığı, ancak durumdan geç haberdar olmanız nedeniyle 20.. yılında karşılık ayıramadığınız alacaklar için 20.. yılında şüpheli alacak karşılığı ayırıp ayıramayacağınız, 101-Alınan Çekler hesabında bulunan çek bedelleri için geçici vergi dönemlerinde kur değerlemesi yapıp yapamayacağınız ile kur değerlemesi yapamamanız durumunda 20.. yılı 1. ve 2. geçici vergi dönemlerinde yapılan kur değerlemesi sonucu ödenen ... TL. geçici verginin iadesinin veya mahsup imkanının olup olmadığı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Şüpheli Alacaklar" başlıklı 323'üncü maddesinde; "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr zarar hesabına intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.
Kanun hükmüne göre ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması durumunda ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır. Diğer yandan, şüpheli alacaklar için dava veya icra takibine başlanıldığı yılda karşılık ayrılması gerekmekte olup, şüpheli hale geldiği hesap döneminde karşılık ayrılmayan alacaklar için daha sonraki dönemlerde karşılık ayrılması mümkün olmamaktadır.
Buna göre, mükellefler borçlu müşterilerinin iflas etmesi halinde, şüpheli alacak karşılığı ayırabilirler. Ancak, karşılık alacağın masaya kaydının yapıldığı, diğer bir deyişle icra safhasına intikal ettiği hesap döneminde ayrılmalıdır. İflas halinde de ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.
Diğer taraftan 217 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Geçici Vergiye Esas Kazancın Tespiti" başlıklı 3'üncü bölümünde; ".... Geçici vergiye esas kazançların tespitinde, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ilişkin hükümlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Değerleme işlemleri ise geçici vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yapılacaktır." açıklaması yapılmıştır.
Öte yandan, aynı Tebliğin "Yabancı Paraların ve Yabancı Para Cinsinden Olan Borç ve Alacakların Değerlemesi" başlıklı bölümünde ise; "Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği ve bu hükmün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, geçici vergiye tabi kazançların tespitinde yabancı paralar ile yabancı para cinsinden olan alacak ve borçların bu hüküm dikkate alınarak değerlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemede T.C. Merkez Bankasınca Resmi Gazetede geçici vergi döneminin kapandığı tarih itibariyle yayımlanan döviz alış kurları esas alınacaktır." ifadesine yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde;
- Döviz cinsinden çek karşılığı alacaklarınızın 20.. yılında iflas masasına kaydedildiği diğer bir ifadeyle icra safhasına intikal ettiği anlaşılmış olup, ilgili dönemde karşılık ayrılmayan alacaklarınız için 20.. ve müteakip yıllarda karşılık ayrılması mümkün bulunmamaktadır.
- Şüpheli alacak karşılığı ayıramadığınız söz konusu yabancı para cinsinden olan çek karşılığı alacaklarınız için izleyen geçici vergi dönemlerinde de değerleme yapmaya devam etmeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.