KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3. maddesinin ikinci fıkrasında; "Dar mükellefiyet: Kanunun 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler." hükmüne yer verilmiştir. Dar mükellefiyet mevzuuna alınan kurum kazançları aynı maddenin üçüncü fıkrasında bentler halinde sayılmış olup maddenin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında ise,
"(4) Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında, 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı GVK.nun ilgili hükümleri uygulanır.
(5) Kanuni merkez: Vergiye tabi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir.
(6) İş merkezi: İş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir."
hükümlerine yer verilmiştir.
Konuyla ilgili olarak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 22.2.3 no.lu "Serbest Meslek Kazançları" başlıklı bölümünde,
"Serbest meslek faaliyeti, esas itibarıyla gerçek kişilerce icra edilen ve GVK.nun 65. maddesinde tanımlanan faaliyet türüdür. Dar mükellef kurumların bu tür kazanç elde etmeleri ise istihdam ettikleri personelleri aracılığı ile olmaktadır.
Serbest meslek kazançlarının Türkiye'de elde edilmiş sayılması için serbest meslek faaliyetinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye'de değerlendirme, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılmasıdır.
…
Dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları, Kanunun 30. maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulacaktır.
Serbest meslek kazancının Türkiye'de yapılmakta olan ticari faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde, kurum kazancının tespitinde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler uygulanacaktır. Türkiye'de bulunan işyeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla ticari kazanç elde eden dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları bulunması halinde, dar mükellef kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcisi vasıtasıyla elde ettiği kazanç ve iratlar ticari kazanç olarak değerlendirileceğinden, bu serbest meslek kazancı üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesine göre vergi kesintisi yapılmayacaktır.
Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmayan ya da işyeri veya daimi temsilcisi bulunmakla birlikte bunlarla ilişkili olmaksızın Türkiye'de serbest meslek faaliyeti icra eden veya bu faaliyeti Türkiye'de değerlendirilen kurumların, yıllık beyanname vermeleri halinde, kesilen bu vergiler beyannamede hesaplanan vergiden mahsup edilebilecektir."
açıklamaları yer almaktadır.
Öte yandan aynı kanunun 30. maddesinde ise;
"(1) Dar mükellefiyete tabi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:
…
b. Serbest meslek kazançları
…
(10) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
(11) Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.
(12) Bu Kanuna göre vergi kesintisi yapanlar, yaptıkları vergi kesintisini kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterirler."
Hükümleri yer almış, Kanunun 31. maddesiyle 30. maddesi gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanların, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibariyle bağlı oldukları vergi dairesine GVK.nunda muhtasar beyannameye belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde muhtasar beyanname ile bildirmek zorunda oldukları hüküm altına alınmış, ayrıca uygulamaya ilişkin tevkifat oranı ise, 03.02.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 20 olarak belirlenmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, ithal etmiş olduğunuz makinede meydana gelen arızanın, aynı zamanda tedarik edilen yurt dışında mukim olan firma tarafından giderilmesi karşılığı yapılan ödemelerin gayrisafi tutarı üzerinden % 20 oranında tevkifat yapılması ve yapılan bu tevkifatın muhtasar beyanname ile sorumlu sıfatı ile beyanı gerekmektedir.
Öte yandan arızayı gideren firmanın mukimi olduğu devlet ile Türkiye Cumhuriyeti arasında akdedilmiş çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde bu anlaşma hükümlerinin de dikkate alınması gerekeceği tabiidir.