2012-10-09
Birim kira bedellerinin desteklenmesi adına firma hesabına kira desteği olarak yatırılan tutarın vergilendirilmesi hk.
|
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) |
|
|
TARİH |
: |
09.10.2012 |
SAYI |
: |
B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[6-2012/188]-2865 |
KONU |
: |
Birim kira bedellerinin desteklenmesi adına firma hesabına kira desteği olarak yatırılan tutarın vergilendirilmesi hk. |
…
İLGİ: …
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinden; şirketinizin T.C. vatandaşı gerçek kişi iki ortağının bulunduğu, ortakları aynı olan Amerika'da kurulan bir şirketin daha olduğu, Türkiye'deki firmalara havlu imal ettirerek, Amerika'daki şirket aracılığıyla Amerika'da internet üzerinden bir kısmını nihai tüketicilere, bir kısmını ise toptan ve perakende olarak sattığınz, Ekonomi Bakanlığı tarafından, Yurtdışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki 2010/6 sayılı Tebliğin 5. maddesindeki şartları sağlamanız nedeniyle şirketinize 2011 yılından itibaren birim kira giderlerinin desteklenmesi adı altında teşvik ödemesinin yapıldığı ve her altı ayda bir ödeme yapılmaya devam edileceği belirtilerek, gelen nakdi yardımların vergilendirilmesi hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde GVK.nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı GVK.nun bilanço esasında ticari kazancın tespiti ile ilgili 38. maddesinin birinci fıkrasında da bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesi, gelir veya giderin tahsil edildikleri ve ödendikleri döneme bakılmaksızın miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olmasını ifade eder. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise, her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasıdır. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları dönemde kaydedilmesi gerekir.
Öte yandan, tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 26.12.1992 tarihli ve 21447 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer tebliğlerde yapılmış olup, işletmenin korunması, ihracatı teşvik ya da hükümet politikasına uyma zorunluluğu karşısında oluşan işletmenin faaliyet hasılatındaki düşüklüğü veya faaliyet zararını gidermek için, sermaye katkısı niteliğinde olmayan, mali yardımlar (sübvansiyonlar), devletin bazı malları vergi, resim, harç ve benzeri yükümlülüklerden istisna etmesi yoluyla yaptığı yardımlar (vergi iadeleri) ve satış tarihindeki vade farkları, ihracatla ilgili fiyat istikrar destekleme v.b. hasılat kalemlerinin ''602 Diğer Gelirler'' hesabında izleneceği belirtilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin ticari faaliyetiyle ilgili olarak Yurtdışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki 2010/6 sayılı Tebliğ kapsamında, birim kira giderlerinin desteklenmesi ile ilgili olarak aldığı destek tutarının, kurum kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.